İçimi dökmeyeli uzun zaman mı oldu ne?


Açıkçası nasıl başlayacağımı bilmiyorum. Konu iç dökme yazılarına gelince giriş cümlelerim her zaman vasat olur. İçimde dolup taşan, buraya ve sizlere aktarmak istediğim çok şey var ama kelimelere dökemiyorum. Bağrımdan kopup gelen tek şey ' Bir işe yaramak istiyorum! '
Bu his asla yakamı bırakmayan alışkanlıklarımdan biri. Çoğu zaman kendimi bir işe yaramayan, tembel sorumsuz ve karamsar bir insan olarak görüyorum. Geleceğimi o kadar karanlık buluyorum ki... Şimdi ki anım da mahvoluyor ve bunun önüne geçemiyorum.
Maalesef etrafımdaki her şeyi fazlasıyla özümseyip, içselleştiren bir insanım. Bu çoğu konuda beni mutlu edip, diğer insanlardan daha fazla itici güç bulmama neden olsa da, kötü şeyleri ya da benden daha iyi olanların durumlarını özümseyince, işin içinden çıkılmaz bir hale geliyor mesele.
Sorun şurda ki, korkunç bir şekilde.. hiç bir şey de tam anlamıyla iyi olmadığımı fark ettim. Başarılı insanların hepsi de, odaklı ve hayatlarını tek bir hedefe harcamış insanlardır. Ve ben, bunun tam tersini tutarak her şeyden azar azar yapan bir insanım. Bu da, bir tanesinde bile mükemmel olmamama neden oluyor.
Evet, ' Ömrümü adayıp çabalarımla geldim! Bu işte profesyonelim!' diyebileceğim bir tane bile uğraşım yok.
Ömrümün 3'te 1'ini bitirdim belki ve şimdilerde dolu dolu 22 yaşımdayım ve elimde profesyonel dalda bir halt yok!
Kendimle bütünleştirip, vücudumun bir organı haline getirdiğim mükemmel bir enstürmanım yok, piyano ya da keman çalamıyorum! Kalemler ve hayal gücüm allahuekber dağlarına çıkmadı bu yüzden asla mükemmel bir ressam ya da çizer değilim! Hayallerim de olmak istediğim gibi profesyonel bir yüzücü ya da ice skater değilim! İstediğim dili akıcı konuşmuyorum! Müzik oluşturup beste bile yapamıyorum hissettiklerimi dökebilmek adına! Güzel şarkı da söyleyemiyorum! Yemek de yapamam! Ve bir insanı asla koşulsuz sevemem!
Gerçekten bazen bu dünyadaki yerimi öylesine merak ediyorum ki..
Sadece yiyip, geç yatıp geç kalkıp, bir oturuşta 40 bölüm anime izleyip, oyun oynayıp, son saatlerde ders çalışıp, ara ara bir şeyler için endişelenip hiç bir şey yapmayıp sadece bu şekilde yaşayarak hayatın geçmesini bekliyorum. Sürekli birilerine özenerek...
Ve aklımda sürekli ' Ben çok daha iyi biri olabilirdim' ler var! Ve ' Merak etme, farklı olmak istiyor, ama yapamıyorsun. İnan herkes senin gibi!' tarzı şeyler de düşünüyorum.
Bir şeylere ya da birilerine inanmak artık yapmak isteyip de yapamadığım şeylerden birine dönüştü. Buna sevmek de dahil.
Ve beni iliklerime kadar korkutan şeylerin başında bir şey daha var. Belki de kendimle övündüğüm tek şeydi. Artık onun da ellerimden kayıp gittiğini hissediyorum.
Artık, hissederek roman yazamıyorum.
Eskiden heyecanla akşamların olmasını bekleyip, yazarken o dünyalarda yaşadığım bir ben yok. Eskiden geceleri yatmadan önce rutinim haline gelen karakterlerimin dünyasında yaşama olayını artık yapamıyorum! İtici gücüm neydi.. neden bu hale geldim bilmiyorum! Aslında bu bir yalan.. biliyorum.. yaşadıklarım beni bu hale dönüştürdü fakat bundan memnun değilim!
Eski beni o kadar özlüyorum ki.. En azından aptal bir şekilde kendimi kandırıp, ilerleyebiliyordum.
Şimdi böyle bir istek yokken, motivasyonum sıfırken ve bunları değiştirecek bir güç olmadığından, karanlıklarımda boğuluyorum.
Fark eden, gören ya da el uzatan kimse yok.
Ve bu işin sonu nereye gidecek, inanın görmek istemiyorum.
Sadece korkuyor, geriliyor, tırnaklarımı ısırıyor ve nefes alıp vermeye devam ediyorum.
Gerçekten ne yapmalıyım?
Bu kadar mı geç kaldım her şeye?      

Yorumlar